Tweet |
Gazete3 yazarı Murat Akarçay, kaleme aldığı bir yazıda meslektaşına sert eleştirilerde bulundu.
Kamu yararına yaptığı haberlerin yanlış anlaşılmasına ve manipülatif yorumlara karşı tepkisini dile getiren Akarçay, "Kalemimi satmamış bir gazeteciyim" ifadeleriyle eleştirilerini net bir şekilde ortaya koydu.
“Şahsınla Selamı Kesiyorum”
Murat Akarçay, yazısında meslektaşının kendi çalışma prensiplerini ve yaptığı haberleri manipüle ederek yorumladığını öne sürdü. "Sana yazıklar olsun sevgili gazeteci meslektaşım dediğim dostum," diyen Akarçay, şu ifadeleri kullandı:
"Beni yıllardır tanıyorsun ama üzgünüm gereksiz ve boşuna tanımışsın. Şahsınla selamı kesme mahkeme davasını gönlümde açtım haberin olsun.
Bu yazıdan sonra ola ki silkelenip özür dilersen, samimiyetine göre geri çeker hatta unuturum davayı. Yok dersen de sorun değil."
Tartışma Neydi?
Akarçay’ın tepkisi, Park Hayat Hastanesi önünde meydana gelen kazalarla ilgili yaptığı haberlere dayanıyor.
Bu kazaların önlenmesi amacıyla kavşağın düzenlenmesi için bir sayaç yayınlayan ve konuyu gündemde tutmaya çalışan Akarçay, meslektaşı tarafından “çıkarı olduğu” iddiasıyla eleştirildi.
"Park Hayat Hastanesi önünde meydana gelen kazadan sonra oraya kavşak yapılsın haberi ve devam haberlerini bilerek her hafta bir şekilde sayfamda gündemde tutuyormuşum.
Hatta her hafta sayaç yapıp sayıyormuşum. Boşuna yapmıyormuşum, bir çıkarım vardırmış, yapılması yönünde baskı yapıyormuşum gibi bir ton saçmalık duydum bu arkadaştan."
Sayaç Baskı Unsuru mu?
Meslektaşının iddialarına sert bir şekilde cevap veren Murat Akarçay, sayaç uygulamasının bir baskı unsuru olmadığını, aksine kamu yararına bir hatırlatma olduğunu ifade etti:
“Aslında o sayaç bir baskı unsuru değildir. Bir daha kazaların olmaması için önlemin alınması noktasında bir bilgi notudur. Kamu yararınadır kısaca.
Aynı noktada tekrar kazaların olmaması için yetkililere ricada bulunmak adına bir nevi hatırlatmadır.”
“Kalemimi Satmamış Bir Gazeteciyim”
Akarçay, gazetecilik mesleği boyunca asla parayla haber yapmadığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
"Kalemini satacak bir tipim var mı benim? O kadar yemiş içmişliğimiz, oturmuşluğumuz varken bir düşün bakalım.
Haberciliği fatura kesmek karşılığı şeklinde merdiven altı noktaya getirenler sizin gibi kafaların bir utanç eseri değil mi?"
Özür ve Samimiyet Çağrısı
Tepkisini dile getirirken özür dileme şartını da ortaya koyan Akarçay, şöyle devam etti:
"Bu yazıdan sonra ola ki silkelenip özür dilersen, samimiyetine göre geri çeker hatta unuturum davayı. Yok dersen de sorun değil.
Yolda görsem bile Allah’ın selamı artık sana çok; günahı da benim olsun der geçerim."
Son Söz: Allah’a Havale
Akarçay, yazısını şu sözlerle noktaladı:
"Neyse, seni bu konuda Allah’a havale ediyor, meslektaş saygısı nedeniyle ismini yüreğimde saklıyor, hiçbir ortamda sorulacak ‘Kim bu arkadaş?’ sorusuna kesinlikle cevap vermeyeceğimi namusum ve şerefim üzerine buradan taahhüt ediyor,
kıymetli okuyucularımın şahitliğinde bu hatayı bir daha hiç kimseye yapmaman adına ders almanı diliyorum. Yolun açık olsun."